Atlantis’in Var olup Olmadığı


 Atlantis’in Var olup Olmadığı

Atlantis, Platon’un eserlerinde geçen, batmış ve kaybolmuş bir kıta olarak tarihe geçmiştir. Bu efsanevi yer, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmiş ve merak uyandırmıştır. Atlantis’in varlığı ve kayboluşu, tarih boyunca pek çok tartışmaya ve araştırmaya konu olmuştur. Ancak, Atlantis’in gerçek bir yer olup olmadığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. İşte Atlantis’in varlığına dair öne çıkan teoriler ve tartışmalar:

1. Platon’un Anlatıları:

Atlantis hakkındaki ilk detaylı anlatı, MÖ 360 civarlarında yaşamış olan Antik Yunan filozofu Platon’a aittir. Platon, Atlantis’i iki eserinde - Timaeus ve Critias - anlatır. Bu eserlerde Atlantis, Tanrı Poseidon’un hükümetinde bir ada krallığı olarak tasvir edilmiştir. Platon’a göre, Atlantis çok zengin, güçlü ve gelişmiş bir uygarlığa sahipti. Ancak zamanla halkı yozlaşmış, ahlaki çöküş yaşamış ve Tanrılar tarafından büyük bir felakete uğrayarak denizin dibine batmıştır.

Platon’un anlatıları, Atlantis’in varlığını sorgulayanların temel referans noktasıdır. Ancak bazı tarihçiler ve araştırmacılar, Platon’un Atlantis’i bir efsane veya alegorik bir hikaye olarak yazmış olabileceğini, onun amacı hakkında ahlaki dersler vermek olduğunu savunurlar. Bu nedenle, Atlantis’in varlığı ile ilgili Platon’un anlatılarının ne kadar gerçekçi olduğu hala tartışma konusudur.

2. Atlantis’in Gerçek Olabileceği Teorileri:

Atlantis’in varlığına inananlar, Platon’un anlattığı yerin gerçek bir ada olduğunu öne sürer. Bu teoriler, Atlantis’in coğrafi konumunu ve yok oluşunu açıklamak amacıyla çeşitli hipotezler üretmiştir. Bazı teoriler, Atlantis’in Akdeniz'de, Ege Denizi'nde veya Kanarya Adaları'nda yer aldığını iddia eder. Diğer teoriler ise, Atlantis’in Antarktika'da, hatta Karadeniz'in derinliklerinde gömülü olduğunu öne sürer.

Özellikle Santorini Adası (Eski Thira) üzerindeki Minoan Uygarlığı’nın yok oluşu, Atlantis ile ilişkilendirilmiş bir diğer yaygın teoridir. 1600'lü yıllarda gerçekleşen büyük bir volkanik patlama sonucu Santorini adası büyük bir felakete uğramış ve etrafındaki uygarlık büyük zarar görmüştür. Bu felaketi, bazı araştırmacılar, Atlantis’in kayboluşu ile benzer bir olay olarak yorumlamışlardır.

3. Atlantis’in Kayboluşunun Olası Sebepleri:

Atlantis’in kayboluşu, hem tarihçiler hem de efsane meraklıları tarafından en çok tartışılan konulardan biridir. Platon, Atlantis’in batışını Tanrıların öfkesi olarak açıklamış, ancak bilim insanları, bu efsaneyi açıklamak için çeşitli doğal felaket teorileri öne sürmüşlerdir:

  • Doğal Afetler: Atlantis’in yok oluşu, büyük bir deprem, tsunami veya volkanik patlama sonucu gerçekleşmiş olabilir. Antik çağda bu tür doğal felaketlerin etkisi oldukça büyük olabilirdi. Santorini örneği, böyle bir felaketi açıklamak için sıkça kullanılan bir örnektir.

  • Yükselen Deniz Seviyeleri: Diğer bir teori, Atlantis’in yükselen deniz seviyeleri nedeniyle batmış olabileceğidir. Bu teori, küresel iklim değişiklikleri ve deniz seviyelerinin artışı ile ilişkilendirilmiştir.

4. Atlantis’in Bir Efsane Olup Olmadığı:

Atlantis’in gerçek bir yer olup olmadığı sorusu, hem tarihçiler hem de arkeologlar arasında hâlâ büyük bir tartışma konusudur. Çoğu bilim insanı, Platon’un Atlantis hikayesinin tarihsel bir temele dayanmadığını, bunun bir alegori veya efsane olduğunu savunur. Platon’un Atlantis’i, sadece insanlığın ahlaki çöküşünü ve Tanrıların gazabını anlatan bir metafor olarak değerlendirilir. Ayrıca, Platon’un eserlerinde anlatılan Atlantis’in, onun yaşamının ötesinde var olamayacak kadar fantastik detaylarla doludur, bu da hikayenin gerçeklikten uzak bir anlatı olduğunu gösterir.

5. Atlantis’in Kültürel Etkileri:

Atlantis’in varlığına dair tartışmalar, sadece arkeologları değil, aynı zamanda popüler kültürü de etkilemiştir. Yüzyıllar boyunca, Atlantis’in kaybolmuş şehirleri ve kayıp uygarlığı, kitaplarda, filmlerde ve belgesellerde sıkça yer almıştır. Özellikle Platon’un yazılarından sonra, Atlantis’in kaybolmuş bir medeniyet olarak yeri, daha fazla insanın ilgisini çekmiştir. Ayrıca, Atlantis’e dair çıkan teoriler ve keşifler, modern okültizmin ve yeni çağ inançlarının bir parçası haline gelmiştir.

Sonuç:

Atlantis’in var olup olmadığı hala büyük bir gizemdir. Platon’un eserlerinde bahsedilen Atlantis, belki de sadece bir efsane ya da alegorik bir hikaye olabilir. Ancak, çeşitli teoriler, Atlantis’in gerçek bir yer olduğunu savunanları hala cesaretlendiriyor. Atlantis’in kayboluşu, hem bilim insanları hem de popüler kültür tarafından farklı şekillerde ele alınan, çözülmesi en zor gizemlerden biridir. Gerçekten de kaybolmuş bir medeniyetin izlerini bulmak mümkün müdür? Bu sorunun cevabı, tarihçiler, arkeologlar ve efsane meraklıları için hâlâ aranmaktadır.




Kaynakça

  • Plato, Timaeus and Critias (circa 360 BCE).
  • Charles Berlitz, The Lost Ship of the Desert (1978).
  • Ignatius Donnelly, Atlantis: The Antediluvian World (1882).
  • R. Cedric Leonard, Atlantis: The Myth of the Lost Civilization (2003).
  • Frank Joseph, Atlantis and Other Lost Worlds (2002).
  • Nisa Çıray 

    Milliyet Grubu 9/E

    Yorumlar

    Bu blogdaki popüler yayınlar

    Haritalarının Tarihteki Gelişimi

    Nazca Çizgileri: Kim ve Neden Yaptı?

    Stonehenge’in Yapılışı ve Amacı